Blogda Ara

6 Ekim 2011 Perşembe

Sunshine Cleaning (Günışığı Temizleme Şirketi)

Tür: Dram, Komedi
IMDB: 7.0 / Kanımca: 7.0

Yazı spoiler içerir.

Yönetmenliğini Christine Jeffs’in üstlendiği ‘08 yapımı Sunshine Cleaning, konusu bakımından özgün bir bağımsız filmdi. Little Miss Sunshine’ın yapımcılarından çıkma filmde 30’lu yaşlarını geçmiş Rose’un yaşamı; sakar kız kardeşi Norah, zeki oğlu Oscar, babası Joe ve yatak aşkı Mac dörtgeninde geçiyor.

Film genel olarak durağan geçse de verdiği küçük mesajlarla ve ince esprilerle izlenebilir oluyor. Eğitimde bireyi standartlaştırma, sağlık ve kapitalizm eleştirileri dışında fazla bir şeye dikkat çekmiyor. Bir de Amerikan Rüyası denen yalanı koyduğu savlarla güzel çürütüyor.
Rose’un her ayna karşısına çıktığında kendini motive etmesi, hayatın zorluklarına karşı kısmen de olsa dimdik ayakta olduğunu gösteriyor. Küçük yaşta annesinin kendisini öldürmesi sebebiyle, hayata babası ve kızkardeşinden başka hiç bir tanıdığı olmadan tutunmaya çalışan Rose, o tozpembe lise yıllarını bitirdikten sonra istediği hayallerini gerçekleştiremiyor ve elinde babasız oğluyla, bir temizlik şirketinde kendini görevli olarak buluyor. Az miktar maaşla geçinmeye çalışırken liseden beri sevgilisi olan ve aynı zamanda evli, çocuklu olan Mac ona, “cenaze evi temizliği” işini öneriyor. Piyasada bu sektör fazla bilinmezken Rose, kardeşini de ikna edip “Sunshine Cleaning” adlı cenaze evi temizlik şirketini kurmuş oluyorlar.

Kurgu olarak biraz eksiklikler olsa da oyuncu seçimi olarak hiç bir kusur göremedim. Keza, Little Miss Sunshine’dan tanıdığımız Alan Arkin yine dede rolünde iyi işler çıkarmış. Zaten ona da bu yakışıyor. Çocuk oyuncu Jason Spevack da gerçekten güzel oynuyor. Hatta dedesine ticaret işinde yardım ederken müşteriyi bağlaması gerçekten hoştu. Rose’u oynayan Amy Adams ve Norah’ı oynayan Emily Blunt da gerçek birer kardeşlermişcesine güzel oyunculuk çıkarmışlar. Girdikleri cenaze evlerindeki muhabbetleri hoş ve samimiydi.

Rose: 1963’den beri mi?
Joe: Evet, bizim daha güvenilir olduğumuzu gösteririr. İnsanlar böyle şeyleri sever.
Rose: Ama bu bir yalan.
Joe: İş icabı bir yalan. Gerçek yalandan farklı bu .

Rose babasıyla birlikte iş için araba satın alırken Oscar satıcıya arabanın içindeki telsizin ne işe yaradığını sorar. Adam da ona bunun bir yerel radyo telsizi olduğunu, cennete kadar radyo dalgası yaydığını, isterse oradakilerle konuşabileceğini söyler.

Sonra:
Oscar: Yaşlı kadın niye o kadar üzgündü?
Rose: Çünkü kocası ölmüş. Onu özlüyormuş.
Oscar: O zaman ona radyomuzu verelim böylelikle onunla konuşabilir.

Keşke Hollywood hep böyle samimi, sıcak olsa. Biraz ağlatsa, biraz güldürse...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder